İngilizce Tahta Notlarının Düzeltilmiş ve Açıklamalı Hali
Merak etme, sana İngilizce öğretmenin gibi davranacağım ve bol bol örnek vereceğim!
Orijinal Notlar ve Düzeltmeler
-
"lead(v) cause"
- Sorun: "Lead" fiil olarak "yönlendirmek" veya "önderlik etmek" anlamına gelir, ama "cause" (neden) ile birleşimi garip olmuş. Büyük ihtimalle bir hata var.
- Düzeltme: "Lead to" (bir şeye yol açmak) kastedilmiş olabilir. Örneğin, "Çalışmak iyi notlara yol açar."
- Açıklama: "Yol açmak" bir şeyin başka bir şeyi sonuçlandırması demek.
- Örnek: "Çok şeker yemek mide ağrısına yol açar."
Sabah erken kalkmak günün verimli geçmesine yol açar.
-
"unleaded"
- Sorun: "Unleaded" genelde yakıttan (kurşunsuz benzin) bahseder. Buraya uymuyor.
- Düzeltme: "Unloaded" (boşaltılmış) olabilir. Eğer kast edilen buysa, daha mantıklı olur.
- Açıklama: "Boşaltmak" bir yükü indirmek demek.
- Örnek: "Kamyondan kutuları boşalttım."
-
"Compete with Competition"
- Sorun: "Compete with" (ile yarışmak) doğru, ama "competition" (yarışma) eklemek gereksiz ve kafa karıştırıcı.
- Düzeltme: "Başkalarıyla yarış" veya "yarışmada yarış" şeklinde sadeleştirelim.
- Açıklama: "Yarışmak" bir başkasıyla rekabet etmek demek.
- Örnek: "Kardeşimle video oyununda yarışıyorum."
-
"competent"
- Sorun: "Competent" (yeterli, yetkin) tek başına bağlamsız duruyor.
- Düzeltme: Bağlam katalım. Örneğin, "O yetkin bir işçi."
- Açıklama: "Yetkin" bir işte iyi olmak demek.
- Örnek: "Araba tamirinde yetkinim."
-
"Armstrong is the first person (to) land on the Moon. the second the last"
- Sorun: Cümlede gramer hataları var. "(to)" parantezde garip duruyor ve "the second the last" eksik kalmış.
- Düzeltme: "Neil Armstrong Ay’a ilk inen kişiydi. Buzz Aldrin ikinciydi, ve henüz son kişi olmadı."
- Açıklama: Geçmiş olaylar için "ydi" kullanırız.
- Örnek: "Neil Armstrong Ay’a ilk indi, Buzz Aldrin ikinciydi."
-
"the bird hunting hunted I hunted yes. and on"
- Sorun: Bu tamamen karışık! Belki kuş avcılığıyla ilgili bir şey kastedildi, ama "hunted" ve "I hunted yes" uyumsuz.
- Düzeltme: "Kuş avlandı, ve evet ben avladım" diyelim.
- Açıklama: "Avlamak" av peşinde koşmak demek. "Avlandı" ise avın yakalandığını gösterir.
- Örnek: "Dün bir geyik avladım, evet, çok heyecanlıydı!"
Yeniden Yazılmış Tahta Notları
- "Bir şeye yol açar" → Sabaha erken kalkmak günün verimli geçmesine yol açar.
- "Boşaltılmış" → Kamyondan kutuları boşalttım.
- "Başkalarıyla yarış" → Arkadaşımla koşuda yarışıyorum.
- "Yetkin" → Araba tamirinde yetkinim.
- "Neil Armstrong Ay’a ilk inen kişiydi. Buzz Aldrin ikinciydi."
- "Kuş avlandı, ve ben avladım, evet." → Dün bir geyik avladım, evet!
Son Tavsiyeler
- Fiillerin (mesela "yol açar" veya "avlar") öznelerle uyumlu olduğundan emin ol.
- Küçük kelimeler (mesela "to" veya "ydi") ekleyerek fikirleri bağla.
- Emin değilsen cümleyi basit tut: "Bunu yaptım. Sonra şunu yaptım."
Nasıl oldu? Daha fazla pratik yapmak veya başka bir şey düzeltmek istersen söyle, harika gidiyorsun, adım adım İngilizce’yi öğreneceksin! 😊
İngilizce Dilbilgisi Notları ve Düzeltmeleri
Bu notlarda, İngilizce dilbilgisindeki yaygın hataları ve bunların nasıl düzeltileceğini basit ve anlaşılır bir şekilde açıklıyorum. Her kural için örnekler vererek konuyu pekiştireceğiz.
1. "I love you loved have loved had loved"
Bu cümlede "love" fiilinin farklı zamanları yanlış kullanılmış. Her bir zamanın belirli bir anlamı vardır ve cümlede doğru bağlamda kullanılması gerekir.
-
Düzeltme ve Açıklamalar:
- "I love you" → (Seni seviyorum.) Şu an devam eden bir durum.
- "I loved you" → (Seni sevdim.) Geçmişte kalan bir duygu.
- "I have loved you" → (Seni hep sevdim.) Geçmişten bugüne devam eden bir sevgi.
- "I had loved you" → (Seni sevmiştim.) Geçmişte bir noktada bitmiş bir duygu.
-
Örnekler:
- "I love you, my friend!" (Seni seviyorum, arkadaşım!)
- "I loved you when we were in high school." (Lisede seni seviyordum.)
- "I have loved you since we met." (Tanıştığımızdan beri seni seviyorum.)
- "I had loved you before I knew the truth." (Gerçeği öğrenmeden önce seni seviyordum.)
2. "Do you know the man who is looking at us? The man looking at us The man who was taken to hospital?"
Bu cümlede bazı ifadeler eksik veya yanlış bağlamda kullanılmış. "Who is looking" ve "who was taken" gibi ifadeler, bir kişiyi tarif etmek için kullanılır ve net bir anlam taşımalıdır.
-
Düzeltme ve Açıklamalar:
- "Do you know the man who is looking at us?" (Bize bakan adamı tanıyor musun?)
- "The man looking at us is my friend." (Bize bakan adam arkadaşım.)
- "The man who was taken to the hospital is my uncle." (Hastaneye götürülen adam amcam.)
-
Örnekler:
- "The girl who is sitting over there is my cousin." (Orada oturan kız kuzenim.)
- "The book lying on the table is mine." (Masada duran kitap benim.)
- "The boy who was injured in the accident is now fine." (Kazadan yaralanan çocuk şimdi iyi.)
3. "I am speaking was speaking have been speaking had been speaking"
Burada "speak" fiilinin farklı zamanları karışık verilmiş. Her zamanın belirli bir kullanım amacı vardır.
-
Düzeltme ve Açıklamalar:
- "I am speaking" → (Şu an konuşuyorum.) Şu anda devam eden bir eylem.
- "I was speaking" → (Konuşuyordum.) Geçmişte bir noktada devam eden bir eylem.
- "I have been speaking" → (Konuşuyorum ve bir süredir devam ediyor.) Geçmişten şimdiye kadar süren bir eylem.
- "I had been speaking" → (Konuşuyordum ama başka bir olay oldu.) Geçmişte bir süre devam eden ama sonra kesilen bir eylem.
-
Örnekler:
- "I am speaking to my teacher right now." (Şu an öğretmenimle konuşuyorum.)
- "I was speaking when he entered the room." (Odaya girdiğinde konuşuyordum.)
- "I have been speaking for 30 minutes." (30 dakikadır konuşuyorum.)
- "I had been speaking for an hour before the meeting ended." (Toplantı bitmeden önce bir saat boyunca konuşuyordum.)
4. "Many researchers observe that Chinese medicine can hope to function"
Bu cümlede "can hope to function" ifadesi yanlış çünkü "hope" fiili bu bağlamda yanlış kullanılmış.
-
Düzeltme ve Açıklamalar:
- "Many researchers observe that Chinese medicine can function." (Birçok araştırmacı, Çin tıbbının işlev görebildiğini gözlemliyor.)
- "Many researchers hope that Chinese medicine will function." (Birçok araştırmacı, Çin tıbbının işe yarayacağını umuyor.)
-
Örnekler:
- "Scientists observe that climate change is accelerating." (Bilim insanları, iklim değişikliğinin hızlandığını gözlemliyor.)
- "Doctors hope that the new treatment will be successful." (Doktorlar, yeni tedavinin başarılı olacağını umuyor.)
Genel Tavsiyeler
🔹 Fiillerin zamanlarını doğru kullan. (Present, past, perfect, continuous gibi farkları iyi anlamak önemli.)
🔹 İfadeleri kısa ve net yap. (Gereksiz kelimelerden kaçın.)
🔹 Yanlış bağlamda kullanılan kelimelere dikkat et. (Örneğin "hope" ve "observe" farklı anlamlar taşır.)
🔹 Öğrenmeyi kolaylaştırmak için bol bol pratik yap!
📌 Soruların veya başka düzeltilmesini istediğin cümleler varsa, paylaşabilirsin! 🚀
No comments:
Post a Comment